Kahramanmaraş merkezli deprem sonrası Adıyaman'dan Bilecik'e yerleşen 93 yaşındaki Şerife Demirkol, depremin yaralarını el emeği göz nuru bez bebekleriyle sarıyor. 6 Şubat depremlerinin ardından ailesiyle birlikte Bilecik'e göç eden Şerife nine, çocukluğundan beri yaptığı bez bebekleri yeniden yapmaya başladı. Adıyaman'da kalan arkadaşlarını özleyip evde yalnız kaldığı zamanlarda bu hobisine tekrar sarılan Şerife nine, yaptığı sevimli bebekleri torunlarına, çocuklarına ve çevresindeki insanlara dağıtıyor. Bu el emeği göz nuru bebekler, depremin acılarını hafifletmenin yanı sıra, yaşlı ninenin kalbine de mutluluk getiriyor. Şerife nine, depremin ardından yeni bir hayata başlamanın zorluklarıyla mücadele ederken, geçmişinden gelen bu geleneği yeniden canlandırarak hem kendine hem de çevresine umut aşılamış oldu. Bu durum, zor zamanlarda umudun ve dayanışmanın önemini bir kez daha gösteriyor.
Depremden Sonra Yeni Bir Başlangıç
Yaşlı kadın, depremden sonra Bilecik'te yeni bir hayata başlarken, çocukluğundan tanıdığı bu geleneği yeniden canlandırdı. 12 yaşında öğrenmeye başladığı bez bebek yapımını, evlilik ve iş hayatı nedeniyle uzun yıllar ara vermişti. Ancak deprem sonrası oluşan yalnızlık duygusu ve geçmişine duyduğu özlem, onu bu hobiye yeniden döndürdü. Oğlu sayesinde eline geçen tahta parçaları ve eski elbiseleri kullanarak yaşlı kadın adeta bir sanat eseri yaratıyor. Şerife nine, küçük torununa oyuncak bebek getiren oğlunun, "anne değnek bulsam yapabilir misin?" sorusuyla tekrar bez bebek yapmaya karar verdiğini anlatıyor. Bu basit sorunun, yaşlı kadının hayatında yeni bir dönemin başlangıcını temsil ettiğini belirtiyor. Her bez bebeğe ayrı bir özen gösteren Şerife nine, bu hobisinin ona hem ruhsal hem de duygusal olarak büyük bir destek olduğunu vurguluyor. Yaşlı kadın yaptığı bebekleri çevresindeki çocuklara, torunlarına ve gelinlerine hediye ediyor.
El Emeği, Göz Nuru Bebekler
Şerife nine, her bir bez bebeği için iki gününü harcıyor. Eski elbiseleri geri dönüştürerek, tahta parçalarından ve ince işçilik gerektiren detaylarla bebeklerini tamamlıyor. Ellerini, kollarını ve ayaklarındaki çorapları tek tek özenle dikiyor. Yaptığı bez bebeklerin sayısının 300 ile 500 arasında olduğunu tahmin ediyor. "Kimseye parayla satmıyorum, herkese bu bebeklerden ücretsiz veriyorum" diyen Şerife nine, yaptığı bebekleri çocukların tez dağıtmasından endişe ediyor ve onlara "Bu bebekler size hatıra kalsın" diyor. Adıyaman'dan Bilecik'e uzanan bu yolculukta, Şerife nine'nin bez bebekleri, hem kendi hayatına hem de çevresine umut ve neşe katıyor. Bu durum, zor zamanlarda dayanışmanın ve umudun önemini gösteriyor. Şerife nine'nin hikâyesi, yaşama karşı direncin ve yaratıcılığın gücünü sergiliyor.
Hatıra Olarak Kalacak Bebekler
Şerife nine, yaptığı bebeklerin çocuklara neşe ve mutluluk getirdiğini görmekten büyük haz duyduğunu belirtiyor. Bebekleri yaparken eski elbiselerini geri dönüştürerek çevreye de katkıda bulunduğunu vurguluyor. Yaşlı kadının el emeğiyle ortaya çıkan bu oyuncaklar, sadece çocuklar için değil, aynı zamanda depremden etkilenenlerin dayanışma ruhunu da yansıtıyor. Şerife nine'nin hikâyesi, deprem sonrası zorluklara rağmen umudun ve dayanışmanın önemini vurgulayan güzel bir örnek teşkil ediyor. Bu hikayenin, zorluklarla karşılaşan herkese ilham kaynağı olması bekleniyor. Kahramanmaraş, Adıyaman ve Bilecik gibi farklı bölgeleri birleştiren bu hikâye, insan ruhunun gücünü ve dayanıklılığını gözler önüne seriyor.